Son günlerde hava kalitesinin giderek kötüleşmesiyle birlikte sağlık uzmanlarından uyarılar peş peşe geliyor. Öne çıkan isimlerden biri olan Prof. Dr. Özlü, özellikle kapı ve pencerelerin açılmaması ve evde kalınması gerektiğine dikkat çekti. Hava kirliliğinin sağlığımız üzerindeki etkileri göz ardı edilmemesi gereken bir gerçek. Özellikle astım, bronşit gibi solunum yolu hastalıkları olan bireylerin, bu durumu daha da ciddiye alması gerekiyor. Peki, bu tür bir uyarının arka planında yatan sebepler neler? Prof. Dr. Özlü, mevcut durum hakkında önemli bilgiler sundu.
Hava kirliliği, dünya genelinde her yıl binlerce erken ölüme neden olan bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. Partiküler madde, azot dioksit ve sülfür dioksit gibi kirleticiler, solunum yolu hastalıklarının yanı sıra kalp rahatsızlıkları ve kanser gibi daha ciddi sorunlara yol açabiliyor. Prof. Dr. Özlü, bu noktada vatandaşlara şu uyarılarda bulundu: “Hava kalitesi düştüğünde, dışarıda geçirdiğimiz zamanları kısıtlamalıyız. Kapı ve pencereleri açmak, havanın evin içine girmesine neden olurken, dışarıdaki kirli havanın da içeri girmesine yol açar. Bu durum, solunum yollarında ciddi enfeksiyonlar ve alerjik reaksiyonlar gibi sağlık problemlerine neden olabilir.”
Özellikle kış aylarında kullanılan ısınma yöntemlerinin de hava kalitesini olumsuz etkilediğine dikkat çeken Prof. Dr. Özlü, bireylerin evlerini kapalı tutarak, dış ortamdan gelecek kirleticilerden korunmaları gerektiğini vurguladı. Kapı ve pencereleri sürekli açık tutmanın, iç mekan hava kalitesini artırmak yerine, tam tersine düşürdüğüne dikkat çekti. “Kapalı alanlarda havalandırma yapılması elbette ki önemlidir, ancak bunu yapmak için dışarısı temiz olmalıdır. Kirli havayı içeri almak yerine, filtreleme sistemleri veya hava temizleyicileri kullanmak daha sağlıklı bir alternatiftir,” dedi.
Evde kalmanın sadece sağlık adına değil, sosyal ve psikolojik açıdan da birçok avantajı bulunuyor. Özellikle pandemi döneminde, sosyal mesafenin önemi daha da anlaşılmış durumda. Dışarıdan evin içine taşınabilecek enfeksiyon risklerini azaltmak, kişilerin sağlığını korumak açısından kritik bir öneme sahip. Ayrıca, evde kalmak, evimizin iç mekanını düzenlemek, aile üyeleriyle daha fazla vakit geçirmek ve kendimize zaman ayırmak için bir fırsat sunuyor. Prof. Dr. Özlü, “Kendimize ve ailemize nasıl daha iyi bakabiliriz, bunu düşünmeliyiz. Dışarıdaki hava koşullarından uzak kalmak ve iyi bir iç mekan ortamı yaratmak sağlıklı bir yaşam için ilk adım olmalıdır,” şeklinde konuştu.
Sonuç olarak, hava kirliliğiyle mücadele etmek, sadece bireylerin değil, tüm toplumun ortak çabasını gerektiriyor. Prof. Dr. Özlü’nün uyarıları doğrultusunda, kapı ve pencereleri açmamak ve evde kalmak, hem sağlığımızı korumak hem de geleceğimiz için atacağımız önemli bir adım. Unutulmamalıdır ki, korunmanın en iyi yolu, kendimizi tüm tehlikelerden izole etmekten geçmektedir. Sağlıklı bir yaşam için evde kalmak, kapı ve pencereleri kapalı tutmak temennisiyle, tüm vatandaşlarımıza sağlıklı günler diliyoruz.