Son günlerde Orta Doğu'daki jeopolitik değişimlerle birlikte, İsrail'in Suriye üzerindeki askeri stratejisi, dünya genelindeki pek çok gözlemcinin dikkatini çekiyor. Son iddialara göre, Tel Aviv’in Washington’a Suriye’ye yönelik saldırıları durdurma sözü verdiği yönünde önemli açıklamalar yapıldı. Bu durum, bölgedeki dengeleri nasıl etkileyecek? Gelişmelerin arka planı nedir? Bu makalede, Tel Aviv’in bu yeni tutumunun nedenlerini ve olası sonuçlarını detaylı bir şekilde inceleyeceğiz.
İsrail’in Suriye’deki askeri varlığı, uzun yıllardır tartışılan bir konu olmuştur. Suriye iç savaşının patlak vermesiyle birlikte İsrail, komşu ülkede güçlenen Hizbullah gibi İran destekli militan gruplara karşı çeşitli askeri operasyonlar gerçekleştirmişti. Ancak son dönemlerde yaşanan gelişmeler, İsrail’in Suriye’ye yönelik tutumunu gözden geçirmesine yol açmış olabilir. Tapınak Dağı üzerindeki kutsallığı ve iç politikayı göz önünde bulundurduğumuzda, Tel Aviv’in stratejik hesapları oldukça karmaşık hale geliyor. Washington ile yapılan gizli görüşmeler sonucunda Suriye’ye yönelik saldırıları durdurma sözü vermesi, bu karmaşık denklemde yeni bir sayfa açabilir.
Amerika Birleşik Devletleri, Orta Doğu’daki en önemli müttefiki olan İsrail üzerindeki etkisini her daim korumuştur. Ancak Biden yönetiminin, Suriye’deki duruma daha kararlı bir yaklaşım sergilemek istemesi, Tel Aviv’in dikkatini çekmiş olabilir. Son yıllarda Suriye’deki çatışmaların artması ve bunun yanı sıra Rusya'nın bölgedeki etkisini artırması, Washington’un İsrail ile olan ilişkilerini yeniden değerlendirmesi adına önemli bir neden. Eğer İsrail, Washington’un isteği doğrultusunda Suriye’deki saldırılarını durdurursa, bu durum hem Ortadoğu’da hem de küresel anlamda önemli yankılar uyandırabilir. Bu gelişme, bölgede yeni bir güç dengesi oluşturma çabalarının bir parçası mıdır? Bu soru şimdiden pek çok analistin gündeminde.
Sonuç olarak, Tel Aviv’in Washington’a Suriye’ye saldırıları durdurma sözü vermesi, bölgedeki pek çok dengeyi değiştirebilir. Ancak bu durumun kalıcı olup olmayacağı, hem İsrail iç politikası hem de bölgedeki diğer güçlerin tutumu ile doğrudan bağlantılı. Gelişmeleri dikkatle takip etmek, Orta Doğu’daki barış ve istikrara katkı sağlayacak önemli bir adım olabilir.